EN EĞLENCELİ PLAJ OYUNLARI

Plaj voleybolu, okyanusta dalga olmadığı için canları sıkılan ve alternatif bir eğlence arayan sörfçülerin icadı: ilk kez 1915 yılında, Hawaii’de oynandığı biliniyor. Sörfçülerin “aloha ruhuna” uygun olarak deniz, kum ve güneş ile bütünleşmelerini sağlayan bu oyun, isminden de anlaşılabileceği üzere normal voleybola pek çok açıdan benziyor. İlk kez ortaya çıktığında her biri üçer kişilik iki takım arasında oynanan plaj voleybolu, günümüzde iki kişilik takımlar arasında oynanıyor. Klasik voleyboldan ayrıldığı noktaları şöyle belirlemek mümkün:

- Plaj voleybolu, kum zemin üzerinde oynanıyor. Bu nedenle oyuncuların ayaklarının çıplak olması gerekiyor.
- Normal voleybolda saha ölçüleri 18 x 9 metre iken, plaj voleybolunda 16 x 8 metre şeklinde oluyor.
- Kum üzerine çizgi çekilemediğinden, “saldırı alanı” – “savunma bölgesi” gibi alanlar bulunmuyor. - - - Her oyuncu, sahanın her alanında oynayabiliyor.
- Normal voleyboldaki 5 – 25’lik setler yerine, 3 – 21’lik setler kullanılıyor.
Takımlar, her yedi puanda bir sahaları değiştiriyor. (Normal voleybolda ise, bu değişiklik set sonlarında yapılıyor.)
- Ağın boyu ve genişliği değişmiyor. Ancak plaj voleybolunda, karşı takımın oyuncularına değmediğiniz sürece ağın altından uzanarak topa müdahale etmeniz mümkün oluyor.
- Plaj voleybolu kuralları ve amaç ise aynı; topu rakip takımın sahasına geçirerek, yere değmesini sağlamak gerekiyor. Plaj voleybolu, takım üyelerinin iletişiminin çok daha önemli olduğu bir spor, bu nedenle önceden kararlaştırılan bazı “el sinyalleri” bulunuyor. Örneğin kalça üzerinde iki parmak göstermek, “yanlardan gelen saldırıları karşılayacağım” anlamına geliyor. Bu durumda, diğer takım üyesinin direkt saldırılara yoğunlaşması gerekiyor.

Plaj voleybolunda, toplam iki seti alan takım maçı kazanmış sayılıyor. Her set 21 puandan oluşuyor. Beraberlik varsa, maç uzatmalara kalıyor ve ilk puanı alan takım maçın galibi ilan ediliyor. Topun kurallara uygun şekilde rakip takımın sahasında yere değmesi, hatalı servisler ve diğer faul sayılan hareketler, 1 puan yerine geçiyor.

Plaj futbolu aslında yeni bir spor değil, onlarca yıldan bu yana futbol en popüler plaj oyunları arasında yer alıyor. Ancak ayrı ve resmi bir spor olarak tanınması, 1992 yılında gerçekleşiyor. İlk kez Brezilya’da ortaya çıkan plaj futbolu, pek çok açıdan klasik futbolu andırıyor. Ancak çok daha zor bir spor bu, zira topu kum üzerinde kontrol etmek çim sahalara benzemiyor! Oyuncuların kondisyonunun daha güçlü olması ve topu havada da kontrol edebiliyor olmaları gerekiyor. Zira plaj futbolunda pas atmanın en kolay yolu, topu havalandırmaktan geçiyor! Plaj futbolu kuralları ise biraz farklı. Plaj futbolu ile normal futbol arasındaki farkları şöyle belirlemek mümkün:

Plaj futbolu, her biri 5 kişiden oluşan iki takım arasında oynanıyor. Oyunculardan ikisi kaleci olduğundan, tüm karşılaşma toplam sekiz kişi arasında gerçekleşiyor.
Plaj futbolunda kullanılan top meşinden değil, zira meşin kumla temas edince kolayca yıpranıyor. Kadifeyi andıran, özel bir kaplama kullanılıyor.
Oyuncuların krampon (veya herhangi bir ayakkabı) kullanmaları yasak. Ancak bilek koruyucuların kullanılmasına izin veriliyor.
Saha çok daha küçük: plaj futbolu, 35 metre uzunluğunda ve 26 metre genişliğinde bir sahada oynanıyor.
Normal futbolun aksine, sarı kart görmek iki dakikalığına oyun dışı kalınmasına neden oluyor. Bu esnada başka bir oyuncu maça giremiyor: takım, sarı kart gören oyuncu olmadan iki dakika boyunca maça devam etmek zorunda.
Tüm maç 36 dakika sürüyor ve her biri 23 dakikadan oluşan iki yarı halinde oynanıyor. Amaç yine aynı: rakibin kalesine gol atmak. Beraberlik halinde, aynı normal futbolda olduğu gibi uzatmalar devreye giriyor.
Bunlar haricinde, klasik futbol kuralları plaj futbolu için de uygulanıyor. Yani faul, penaltı, taç atışı ve ofsayt gibi kurallar burada da geçerli.