Balenin Tarihçesi
Pandomim sanatının aydınlanma çağı olan Rönesans döneminde tiyatro eserlerinin içinde kullanılması, balenin de ilk defa sahneye çıkması olarak sayılıyor. Aslında son derece koreografik bir sanat dalı olan bale, iki İtalyan Antonio Cornazzo ve Dominic de Piacenza’nın, pek de koreografik olmayan kompozisyonları ile başlıyor. Nihayetinde İtalya’da sanatın koruyucusu Medici ailesinin bir üyesi olan Catherine de Medici’nin “Beaujoyeux” adlı bu eseri, 1581 yılında Le Ballet Comique de la Reine tarafından sahnelenmesini maddi olarak desteklemesi ile gelişiyor. Bu dönemde İtalya sınırlarının dışına çıkarak özellikle Fransa tarafından desteklenmeye başlanan bale sanatı, 17. yüzyıl sonlarına kadar tüm Avrupa’ya yayılıyor, ancak altın çağına 14. Louis döneminde kavuşuyor. 1713 yılında kurulan Paris Operası ilk bale okulu olarak kabul ediliyor. 18. yüzyılda operadan ayrılan sanat, ilk kez Jean-Georges Noverre tarafından kendi kurallarına kavuşuyor.
18. yüzyıl ise aynı zamanda balenin Çarlık Rusya’sına ulaştığı yıl oluyor. St. Petersburg’da sahnelenmeye başlanan bale sanatı için o dönemin ünlü bestecisi Pyotr Ilyich Tchakoikovsky tarafından bale sanatı için mükemmel eserler olarak kabul edilen Kuğu Gölü, Fındıkkıran ve Uyuyan Güzel gibi eserler besteleniyor.