Her yıl 18 – 24 Mart tarihleri tüm dünyada Yaşlılar Haftası olarak kutlanıyor. Bu özel haftanın amacı, dünya nüfusunun %10’unu oluşturan ve hızla artmaya devam eden yaşlı nüfusun topluma katılımını arttırmak, yaşanan sosyal sıkıntılara ve sağlık sorunlarına dikkat çekmek. Günümüzde yaşlı nüfusun sağlık koşullarının iyileştirilmesi için, öncelikle sık yaşanan sağlık sorunlarının nedenlerini tespit etmek ve bunlara karşı önlem almak gerekiyor. Yaşlılıkta sık görülen düşme, kemik erimesi ve kas sorunlarının yanı sıra genel güçsüzlük halinin en önemli nedeni aktivite eksikliği ve düzenli spor alışkanlığının olmaması olarak öne çıkıyor. Bu nedenle, yaş almayı aktivitenin azalması gereken bir durum olarak yorumlamamak şart. Aksine, düzenli aktivite halinde olan bir beden, yaşlılık dönemini daha sağlıklı, güçlü ve hastalıklardan uzak olarak geçiriyor. Dünyada bu duruma örnek onlarca sporcu var. Yaşı ilerlemesine rağmen halen spora sıkı sıkı bağlı olan bu isimler sporu neden günlük rutinin bir parçası kılmak gerektiği adına oldukça ilham verici.
İşte sporun yaşı yok dedirten bu isimlere bazı örnekler:
Genellikle genç yaşlarda tercih edilen futbolun yaş ilerledikçe bedeni zorladığına olan inanç oldukça büyük. Oysa tam tersini ispatlayan güçlü örnekler de var. 2018 yılında oynanan Dünya Kupası’nda Suudi Arabistan karşısında sahaya çıkan Mısırlı kaleci Essam Al-Hadary tam 45 yaşındaydı. Futbolcu, Dünya Kupası tarihinde forma giymiş en yaşlı oyuncu olarak tarihe geçti.
Olimpiyat şampiyonu sürat patencisi Claudia Pechstein de yaşlı sporcular kategorisindeki önemli bir örnek. Olimpiyatlarda tam 5 kez altın, 2 kez gümüş, 2 kez de bronz madalya alan Pechstein, gelmiş geçmiş en başarılı sürat patencileri arasında yer alıyor. Spor hayatına aktif olarak devam eden Pechstein, genç rakiplerinin kolaylıkla üstesinden gelmesini sağlayan deneyimi ve kondisyonu ile hâlâ son derece güçlü bir sporcu.
Konu basketbola gelince de ortalamanın üstündeki yaşlarıyla pek çok başarıya imza atan onlarca örnek isim var. Filipinler’de oynayan Robert Jaworski’nin potayı 51 yaşında bıraktığı biliniyor. Jaworski’nin 50’sinde attığı ters turnike basketbol dünyasında hâlâ hatırlanan bir başarı. NBA’de oynayan en yaşlı basketçi ise Nat Hickey olarak tarihe geçmiş. Son maçını 45 yaşında oynayan basketçinin bu oyunda 2 sayı attığı biliniyor. Kadınlarda ise aynı rekor Nancy Lieberman’a ait. 50’sinde bir WNBA maçına çıkan başarılı oyuncu, daha sonra kariyerine bir erkek basketbol takımını çalıştırarak devam etmiş.
Tenis sporu da yaşlı tabir edilmelerine rağmen kariyerlerinin son gününe kadar onlarca başarıya imza atmış kadın ve erkek isimlerle dolu. 2018 yazında 19. Grand Slam zaferine imza atan Roger Federer 37 yaşına girdi ve daha şimdiden yaşayan efsane olarak anılmaya başladı.
En yaşlı Grand Slam şampiyonu ise Molla Bjurstedt Mollary olarak tarihe geçmiş. Mollary, son kupasını tam 42 yaşında eline almış. 47 yaşındayken Wimbledon’da yüzleri güldüren, kortlara ise 49 yaşında veda eden ünlü kadın tenisçi Martina Navratilova da tenis dünyasının bir diğer unutulmaz ismi.
Çıtayı iyice yükselten, yetmişli yaşlarında unutulmaz başarılara imza atan isimler de mevcut. 1908 Yaz Oyunları’nda atıcılıkta altın madalya alan kadın sporcu Jerry Millner, bu esnada tam 61 yaşındaydı. Atıcılıkta İsveçli Oscar Swahn gümüş madalya aldığında 73, okçulukta olimpiyat birincisi olan Galen Carter Spencer ise 64 yaşındaydı. Dünyanın “yarışabilir en yaşlı kadın vücut geliştiricisi” unvanıyla 2010 yılında Guiness Rekorlar Kitabı’na giren Ernestine Shepherd da büyük bir ilham kaynağı. Shepherd bu unvana tam 80 yaşında kavuşuyor.