Sağlıklı ve uzun bir yaşamın formülü yüzyıllardır insanların kafasını kurcalayan soruların başında yer alıyor. Yapılan bilimsel çalışmalarla desteklenen doğru ve dengeli beslenme önerileri, insan yaşamını uzatırken aynı zamanda yaşam kalitesini de yükseltiyor. Doğru ve dengeli beslenme ile oluşturulan bir spor yaşamı ise hayatına aradığın dinamizmi kazandırırken kendini çok daha dinç, enerjik ve mutlu hissetmenin de kapılarını aralıyor. Vitamin ve mineraller, doğru ve dengeli bir beslenme piramidinin merkezinde yer alıyor. Mineral grupları içerisinde yer alan silikatlar ise bu piramidi inşa eden temel unsurlardan biri.
Yer kabuğunun yüzde doksanını meydana getiren silikat mineralleri, bilinen tüm mineral gruplarının dörtte birini oluşturuyor. Yeryüzünde bilinen bütün kayaların bünyesinde bulunan bu önemli mineral grubu içerisinde yer alan ailika (Silikon Dioksit / SiO2) ise genellikle silikat minerali olarak kabul ediliyor.
Yaşamsal önem taşıyan bu mineral, bilhassa kemikler, kıkırdak doku ve eklem zarlarının oluşmasında etkili olup cilt, saç ve tırnaklarda bulunuyor. Yeni hücre üretimi ve metabolizma aktivasyonunda rol oynayan silika; cilt kırışıklıkları ve kaşıntıları, sedef, saç dökülmesi ve tırnak kırılmaları, diş eti iltihapları, eklem bağları ve tendonlarda zayıflık, büyüme bozuklukları, biyolojik yaşlanma ve sindirim sistemi sorunları gibi hastalıkları çözmeye yardımcı oluyor.
Kalsiyum, glukozamin ve Vitamin D’yi kemik yapımı için regüle ve aktive eden bu muhteşem mineral, bağ dokusunun sıklaşmasını artırırken damar elastikiyetinin de çoğalmasını sağlıyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Silika, bedeni içten onarıp yara ve iltihapların iyileşmesine olumlu etki sağlarken dışarıdan da cilt ve vücut güzelliğine katkı sağlıyor. Silikanın bilinen en önemli yararı ise vücutta biriken fazla alüminyumun dışarı atılmasını sağlaması. Bilhassa şehir hayatında yediğimiz, içtiğimiz her şeyin içerisinde fazlasıyla bulunan alüminyumunun, başta beynimiz olmak üzere vücutta birikmesi, Alzheimer ve Parkinson gibi pek çok hastalığa neden oluyor. Profesyonel veya amatör olarak sporla ilgileniyorsan, bilhassa yoğun antrenmanlar sonrasında vücudunun yenilenmesine ve zorlanan dokuların daha kolay iyileşmesine yardımcı olması için silika/silikat minerali bakımından zengin gıdaları alman sağlığın için büyük önem oluşturuyor.
İnsan vücudu için sayısız yararı bulunan bu mineral, SiO2 oranı yüksek termal sular ve maden sularında, atkuyruğu bitkisinden elde edilen ekstrelerde ve Klinoptilolith-Zeolith SiO2 jeli içerisinde bulunuyor. Ayrıca elma, tahıl, lahana, fındık, havuç, soğan, salatalık, bal kabağı, balık, yulaf, badem, portakal gibi sebze ve meyveler de eser miktarda silika içeriyor. Bilinen herhangi bir zararı bulunmayan ve fazlasının böbrekler yoluyla dışarı atılabildiği bu muhteşem minerali, günlük beslenme programının içerisine silika bakımından zengin içeriğe sahip maden sularını içerek dahil edebilir, vücudunda biriken zararlı kimyasallardan böylece kurtulabilirsin.
Maden suyu, içeriğinde bulunan kalsiyum, magnezyum, sodyum, bikarbonat, potasyum, klorür, sülfat ve silika mineraller ve karbondioksit gazı ile birlikte yeraltındaki çatlaklardan yeryüzüne çıkan, doğal mineralli bir içecektir. Soda ise suyun içerisine yapay olarak karbondioksit gazı ve bikarbonat basılması ile oluşturulmuş, doğal minerallerden yoksun bir içecektir. İkisi de mideyi rahatlatma özelliğine sahip bu içecekler sıklıkla karıştırılıyor. Maden suyunun cilt, kemik, kas, sinir ve sindirim sistemine olan olumlu etkileri saymakla bitmezken soda için aynı şeyleri söylemek maalesef mümkün değil.
Maden suyu satın alırken mutlaka etiketini okuyup içerisinde bilhassa silika/silikat bulunmasına dikkat etmeli, cam şişede olan ve yapay tatlandırıcı içermeyen maden sularını tercih etmelisin. Böylece vücudunun ihtiyaç duyduğu mineralleri alırken Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklar ve alüminyum zehirlenmelerinin önüne geçebilir, vücudunda biriken zararlı kimyasallardan arınabilirsin.
Sağlıkla ve sporla kalın!